Su, oksijenden sonra yaşam için en önemli ögedir. İnsan
susuz şekilde ancak birkaç gün yaşayabilmektedir. İnsan vücut suyunun %10’unu
kaybettiği zaman yaşamı tehlikeye girmektedir. Vücut suyunun %20’sinin kaybı
ile ölümle sonuçlanmaktadır.
İnsan vücudunun su içeriği yaşa ve cinsiyete göre %42-%71
arasında değişmektedir. Çocukların vücudunun su oranı yüksektir ve yaş
ilerledikçe suyun yerini yağ almaya başlamaktadır.
Suyun işlevleri şöyledir: Besinlerin sindirimi, emilim ve
hücrelere taşınması; besin ögelerinin hücrelerde metabolizma sonucu oluşan
ögelerin atılmak üzere akciğer ve böbreklerde taşınıp dışarı atılması, vücut
ısısının denetimi, eklemlerin kayganlığının sağlanması ve elektrolitlerin taşınmasıdır.
İnsan bedeninin kemik, deri, bağ dokuları ve lipidler dışındaki tüm ögeleri su
içinde çözelti olarak bulunmaktadır.
İnsan, su
gereksinmesini genelde; metabolizma, besinler ve içecekler olmak üzere üç
kaynaktan karşılar.
Yetişkin insan içeceklerle günlük olarak ortalama 1000 mL ve
yiyeceklerin bileşiminde de 1200 mL civarında su almaktadır. Su içeriği yüksek
besinlerin yenmesi durumunda içecek alımı azalmaktadır. Örneğin, sebze ve
meyvelerin %85-90’ı su olduğuna göre, diyette taze sebze ve meyvelerin çok
olması içecek alımını azaltmaktadır. Diyetle alınan her bir kalori için 1 mL su
alınmalıdır. Çocuklarda ise bu 1.5 mL’dir.
Diyette proteinin ve tuzun çok olması sonucu böbreklerden su
kaybı daha fazla olur. Bu durumda su tüketimini arttırmak gerekmektedir. Böbrek hastalıklarında süzme sürecinin
bozulması su tutulmasının artmasına veya azalmasına sebep olabilmektedir. Barsaklardan
su kaybı ishal ve tüm benzeri durumlarda artmaktadır.
Vücudun su oranının her zaman yeterli düzeyde tutulması için
vücuttan atılan suyun geri konulması önemlidir. Normal koşullarda atılan ortalama
2.5 litre su besinler, içecekler ve metabolik yollarla karşılanır.
İhtiyaç genel olarak kişiye ve beslenmesine özel değişse de
kilo başına 30-35 mL olarak düşünülmektedir.